İran Sineması’nda 2000 Sonrası Çekilmiş 15 Müthiş Film
İran Sineması’nda 2000 Sonrası Çekilmiş 15 Müthiş Film
1- Holy Spider (Örümcek) – Ali Abbasi
Yapım Yılı: 2022
Oyuncular: Zar Amir-Ebrahimi, Mehdi Bajestani, Forouzan Jamshidnejad, Sara Fazilat, Mesbah Taleb
Holy Spider filminde, İran’da 16 hayat kadınını öldüren seri katilin izini bulmaya çalışan bir kadın gazetecinin hikayesi anlatılmaktadır. Filmin hikayesi ise 2000-2001 senesinde İran’ın Meşhed isimli kutsal kentinde daha önceden yaşanmış olaylar silsilesine dayanmaktadır. İran gerçeklerini görmek isteyenleri sarsacak kalitede bir film, İran diasporasına, yozlaşmaya ve çürümüşlüğe dair sert bir eleştiri yapmaktadır. İzleyenlerin kafasında onlarca soru işareti bırakan polisiye gerilimi olan film, teknik bakımdandan da film eleştirmenleri tarafından beğenilen bir İran filmidir. Ayrıca Holy Spider (Kutsal Örümcek) filmini izledikten sonra filmin uyarlandığı belgeselide izlemenizi öneririm. Belgesel filmde İran’da 16 seks işçisi kadını öldüren seri katile toplumun açık desteği objektif şekilde gösterilmiş…
Filmin unutulmaz repliklerinden bazıları şunlardır:
– ”Kişi kaçışında, kaçtığı şeyle yüz yüze gelir.”
– ”+ Lütfen saçınızı örtün hanımefendi.
– İşini yap, gerisi seni ilgilendirmez.”
2- Leila’s Brothers – (Leyla’nın Kardeşleri) – Saeed Roustayi
Yapım Yılı: 2022
Oyuncular: Taraneh Alidoosti, Peyman Moaadi, Saeed Poursamimi, Farhad Aslani, Nayereh Farahani, Mehdi Hosseinina
Saeed Roustayi’nin Leila’s Brothers filmi, İran’ın sosyo-ekonomik panoramasını, yoksulluğu, aile içi çatışmaları, geleneği, ambargolar altındaki İran ekonomisinin kırılganlığını, kadın figürünün cesaretini ve özgürlüğünü orta sınıf bir aile üzerinden anlatmaktadır. Filmin içindeki bazı önemli sahneler; İran toplumunun sosyal ve siyasi dinamiklerini değerlendirmek açısından da verimli bir malzeme sunuyor. Geçtiğimiz sene, Cannes Film Festivali’nde ”Altın Palmiye” adayları arasında olan ve festivallerin eleştirmenler açısından en prestijli ödülü olarak gösterilen ”FIPRESCI” ’ye layık görülmüştür. “Leyla’nın Kardeşleri” Filminin Türkiye Dağıtımcısı MUBI online platformu olmuştur. İran’da 2022 yılında yetkili makamlardan gerekli izinler alınmadan 75. Cannes Film Festivali’ne gönderilen ve ülkede yasaklı olan “Leyla’nın Kardeşleri” filminin ünlü senarist ve yönetmeni Said Rustayi 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Filmin unutulmaz repliklerinden bazıları şunlardır:
– ”Herkes her istediğini yapabilir. Her koyun kendi bacağından asılır. Kimsenin başkasının hayatına burnunu sokmaya hakkı yoktur.”
– “Büyümenin, hayallerinden; yavaşça ama emin adımlarla vazgeçmek demek olduğunu öğrendim.”
3-The Song of Sparrows (Serçelerin Şarkısı) – Majid Majidi
Yapım Yılı: 2008
Oyuncular: Rıza Naci, Hamed Aghazi, Kamran Dehghan, Maryam Akbari
Güçlü hikayelerle seyircisinin yüreğine dokunan İranlı başarılı yönetmen Majid Majidi’nin, bir devekuşu çiftliğinde çalışan birinin hayatına odaklandığı filmdir. Filmde rol alan çocukların göz yaşları umudun yansıtıldığı en net göstergelerdir. Filmin en unutulmaz sahnelerinden birisi İbtahim Tatlıses’in şarkısının duyulduğu sahnedir. Film ülkemizde zaman zaman farklı televizyon kanallarında yayınlanmaktadır. Kült film sevenler için bir başyapıt niteliği taşımaktadır.
Filmin unutulmaz repliklerinden bazıları şunlardır:
– ”Bütün gün sizin için çalışıyorum. Lütfen ağlama.”
– ”O iş bana göre değildi. Birincisi, ücret iyi değildi. İkincisi, sigortalı değildim. Üçüncüsü, o aptal deve kuşları ile çalışamıyorum.”
4- Bab’Aziz – Nasır Hemir
Yapım yılı: 2005
Oyuncular: Maryam Hamid, Maryam Hamid, Golshifteh Farahani, Nessim Khaloul, Mohamed Grayaa, Hossein Panahi
Körlük üzerine izlenebilecek en iyi filmlerden olan Bab’ Aziz, çöl yolculuğunu anlatan tasavvuf temelli bir filmdir. Filmde Doğu kültürü zaman zaman mimari olarak zaman zaman kültürel, mimari, dans, giyim tarzı ile birlikte defalarca izleyici ile buluşuyor. Teknik anlamda oldukça başarılı bir film olan Bab’ Aziz filmi sinematografik olarak, İran’da çekilen sinema filmlerinin üzerinde bir kaliteye sahiptir. Özellikle sanat yönetimi ve müziklerin konuyla uyumu oldukça başarılıdır. Filmin en can alıcı sahnesi: Aziz Baba kendisini gömmesini rica ettiği Hasan, “ölmekten korkmuyor musun?“ diye sorduğunda “Niye korkayım. bebekler anne karnındayken gelecekleri dünyada dağları, denizleri, otu, çiçeği, böceği biliyor muydu?“ der. Ayrıca filmin orjinal dili farsçadır.
Filmin unutulmaz repliklerinden bazıları şunlardır:
– “İnancı olan kişi asla kaybolmaz. Barış içinde olan kişi yolunu kaybetmez.”
– “Davet edilenler yolu bulacaktır.”
5 – Baran – Majid Majidi
Orijinal adı: Persian
Yapım yılı: 2001
Baran, minimal bir hikayenin nasıl sürükleyici uluslararası bir filme dönüşebileceğinin kanıtı niteliğindedir. Yönetmenin film boyunca Afganistan’dan İran topraklarına göç eden, olumsuz çalışma koşullarında çalışmak zorunda bırakılan göçmenlerin yaşamsal sorunları ele alırken diğer yandan da tertemiz saf bir aşkı gözler önüne serdiği başarılı bir film. Yönetmenin filmlerinin doğallığı izleyiciler tarafından hep beğenilmiştir. Hollywood filmlerindeki o yakışıklı erkekler, çok bakımlı kadınların tersine hayatın içindeki sıradanlık vardır. Filmdeki oyuncularlar yoldan geçerken sanki kollarından tutulup sete getirilmiş gibi sıradan ve doğal; oyunculukları ise olağanüstüdür diyebiliriz. Filmi evrensel kılan ise bu özelliğidir diyebiliriz. Ayrıca Baran filmi 1999 yılında Montreal Film Festivalinde en iyi film ödülü almıştır. Yönetmen Majidi 9 uluslararası, 9 da ulusal toplam 18 ödül almıştır. Filme adını veren ‘’Baran’’ isimli karakterin film boyunca hiç diyalogunun olmaması oldukça manidardır.
6- About Elly (Elly Hakkında) – Asgar Ferhadi
Orijinal adı: Darbareye Elly
Yapım yılı: 2009
About Elly filmi yönetmen Asgar Ferhadi’ye, Uluslararası Berlin Film Festivali’nde Gümüş Ayı (En İyi Yönetmen) ödülü kazandırmıştır. Film, oldukça düşük bütçelerle çekilmiştir. Filmin original adı Darbareye Elly’dir. Ayrıca Oldukça minimal bir hikayeden yola çıkarak hikayeleştirilmiş bir senaryoya sahiptir. Yönetmen, kamerasını aktüel olarak kullanmakla beraber yer yer filmi belgesel tarzına dönüştürmeyi başarmıştır. İzleyicilerin hikayeyi tarafsız şekilde gözlemlemesini başarılı bir şekilde sağlamıştır. Filmin başından sonuna kadar hiç müzik kullanılmamıştır (Son sahne hariç). Film boyunca sıkça dalga sesleri duyulmaktadır. Yönetmen dalga sesini bir metafor olarak kullanmıştır.
7 – A Time For Drunken Horse (Sarhoş Atlar Zaamanı) – Bahman Ghobadi
Orijinal adı: Zamani Baraye Masti Asbha
Yapım yılı: 2000
Yönetmen Bahman Ghobadi’nin ilk uzun metraj filmidir. Filmin çekimlerini yönetmen kendi doğduğu köyde gerçekleştirmiştir. Aynı zamanda oyuncularda aynı köyde yaşayanlar arasından seçilmiştir. Film, İran,Irak ve Türkiye sınırına yakın olan kürt köyü Bane’de yetim kalan çocukların, yoksulluk, kimsesizlik ve çaresizlikle olan mücadelesini çarpıcı bir dile anlatmaktadır. Film, çekildiği yıl Cannes Film Festivali’nde Altın Kamera ödülüne layık görülmüş ve birden fazla Uluslararası festivalde ödül almıştır.
8- Half Moon (Yarım Ay) – Bahman Ghobadi
Orijinal adı: Niwemang’dır.
Yapım yılı: 2006
Bir dönem filmin İran’da gösterimi yasaklanmıştır. Filmin müzikleri filmin önüne geçecek kadar büyüleyicidir. Filmin ilk bölümlerinde çocuk şarkıcıların akordeon ve tef ile söyledikleri şarkıyı dinleyince Emir Kusturica filmi akıllara geliyor. Ayrıca filmin ilk sahnesi horoz dövüşüyle başlıyor ve filmin zihninizi nereye sürükleyeceğini anlayamıyorsunuz. Film Türkiye’de İstanbul Film Festivali’nde gösterilmiş ve ödüllendirilmiştir. Filmin müziklerini efsanevi İranlı müzisyen Hüseyin Alizade yapmıştır. Sinefil olmasanız bile filmi izlerken birbirinden kopuk halde farklı minik hikayelerle örüldüğünü anlayabilirsiniz. Half Moon filmi doğru mudur bilinmez ama Mozart ile de ilişkilendirilmektedir. İzleyenleri zaman zaman güldürsede; önce hüzünlendirip sonra da umutsuzluğa itmektedir diyebilirim. Film boyunca farklı karakterler görmek mümkündür. Kimi zaman insanı ürküten, kimi zaman düşündüren kimi zamanda güldüren yüzler görülmektedir.
9- Le Passe (Geçmiş) – Asgar Farhadi
Orijinal adı: Le Passe
Yapım yılı: 2013
66. Cannes Film Festivali’nde gösterimi yapılmış bir İran, Fransa yapımı filmdir. Altın Palmiye için yarıştı fakat sadece ‘’En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’’ alabilmiştir. Gönül rahatlığı ile yönetmenin muhteşem kaleminin deydiği ve olağanüstü oyunculuklarla süslenmiş bir film. Le Passe / The Past Oscar yarışında İran’ı temsil etmiştir. Asgar Farhadi’nin tam bir auteur yönetmen olduğunu kanıtladığı filmlerdendir. Günlük hayatta sokakta gördüğümüz sıradan bir insanın yaşadığı acı, çoşku, mutluluk, hüzün gibi duyguların en doğal haliyle sinema perdesine yansıtılabileceğini yönetmen gözümüzün içine kadar sokmaktadır. Filmin herhangi bir bölümünde abartılı tiradlar ne de abartılı bir oyunculuk görmediğiniz gibi gerçek dışı bir kamera kullanımına da rastlamıyorsunuz. Her şey günlük hayatın içinden karakterler ve saçma olmayan gerçekçi bir kurgu diyebiliriz.
10- The Blackboard (Kara Tahta) – Samira Mahmelbaf
Orijinal adı: Takhte Siah
Yapım yılı: 2000
Yönetmen Bahman Ghobadi’nin oyuncu olarak karşımıza çıktığı bir İran filmidir. Filmin İran kırsalında geçtiği ve belgeselvari bir hali vardır. Film, adını film boyunca karşımıza çıkan öğretmenlerin sırtlarında taşıdıkları kara tahtalardan almaktadır. Tahtaların tek işlevi; öğretmenler, öğrencilere ders verilirken günyüzüne çıkıyor. Zaman zaman bu kara tahtalar, kimi zaman birer kalkan kimi zaman ise birer sığınak görevi görmektedir. Filmin İranlı yönetmeni Samira Makhmalbaf, 2000 yılında Cannes Film Festivali’nde büyük jüri ödülüne layık görülmüştür. Yönetmen ödülü aldığında henüz 20 yaşındaydı. Ayrıca yönetmen ünlü İranlı yönetmen Mohsen Makmalbaf’ın kızıdır. Zalim Saddam rejiminin altında zulme uğrayan halkın dramını anlatan realist bir filmdir. Son olarak film boyunca bu coğrafyada yaşanan savaşların izlerini görmek mümkün.
11- The Salesman (Satıcı) – Asgar Farhadi
Orijinal adı: Forushande
Yapım yılı: 2016
Cannes Film Festivali’nde yarışma bölümünde yer alıp en iyi erkek oyuncu ve en iyi senaryo ödüllerine layık görüldü. Film boyunca yönetmen kadın-erkek ilişkisi üzerine kurulmuş bazı sırlar üretiyor ve sırların ortaya çıkışını ahlaki değerler üzerinden işliyor. Filmin senaryosunun ilerleyişi filmde yer alan karakterler ve bazı nesneler arasındaki paralellikle olağan şekilde ilerlemektedir. Filmdeki diyalogların doğallığı harikadır. Fakat filmin ana hikayesi minik düğümlerle ince bir şekilde süslenmiştir. İzleyici zihninde bu düğümleri çözerken hemen ardından bir başka düğüm ile karşılaşmaktadır. Yönetmenin anlatım gücü ne kadar mükemmel bir hikayeci olduğunun göstergesi niteliğindedir.Olaylar birbirlerine iyi bir balıkçı düğümü gibi karmaşık fakat ince bir şekilde bağlıdır. İzleyiciler farkında olmadan kendini filmin içerisinde bulabildiği ve ahlaki olarak kendi vicdanını sorgulayabildiği bir filmdir.
12- The Stoning of Soraya (Soraya’yı Taşlamak) – Cyrus Nowrasteh
Orijinal adı: The Stoning of Soraya M.
Yapım yılı: 2008
Fransız – İranlı gazeteci Freidoune Sahebjam’ın La Femme Lapidee adlı eserinden uyarlanan, bir sinema filmidir. İzleyenleri kısa süreliğine de olsa sarsan bir film, etkisinden hemen çıkamayabilirsiniz. Humeyni’nin devrimi sonrasında kadının ne derece değersizleştiğini gözler önüne sermektedir.Ayrıca filmi İslam’da kadının yeri olarak değil de, cehaletin ve vicdansızlığın sonucu olarak görmek gerekir. Ne İslam dininde ne de İslam dininde böyle bir şey yoktur demek doğrudur.
Filmin unutulmaz repliklerinden birisi şöyledir:
– ”Komşunuzum, annenizim, kızınızım, senin karınım. Ben insanım. Bunu bir insana nasıl yaparsınız?”
13- Turtles Can Fly (Kablumbağalar Da Uçar) – Bahman Ghobadi
Orijinal adı: Lakpoşt-ha Hem Pervaz mi-Konend
Yapım yılı: 2004
Bahman Ghobadi’nin yürek parçalayan harika dram filmlerindendir. Film, Amerika’nın işgalinden sonra Irak-Suriye sınırındaki mülteci kampında mayın toplayarak hayatlarını sürdürmeye çalışan çocukları anlatmaktadır. Dört ana karakter üzerinden tüm hikaye oluşturulmuştur. Yönetmen kamerasıyla yalan bir anlatım dili oluşturmuştur. Uluslararası Berlin Film Festivali’nde ‘’Glass Bear’’ ve en iyi barış film ödülüne layık görülmüştür. Bahman Ghobadi’nin vazgeçilmezleri haline gelen engebeli dağlar, kayalıklar, geniş ve çorak araziler gibi motifler bolca filmde yer almaktadır.
Filmin unutulmaz repliklerinden bazıları şunlardır:
– “Beni ağlatmayın, göz yaşımı silecek bir elim bile yok. “
– ”Büyüdüğümüzde ne diyecektik? Onu sokakta mı bulduğumuzu söyleyecektik?”
14- A Separation (Bir Ayrılık) – Asgar Farhadi
Orijinal adı: Codayi-I Nadir Ez Simin
Yapım yılı: 2011
İran’da boşanmak üzere olan orta sınıf bir çiftin yaşamlarını ele alan sıradışı, modernist filmdir. Film, Onlarca uluslararası film festivalinden büyük övgüler alarak ayrılmıştır. 61.Berlin Film Festivali’nde, Altın Ayı ödülünü kazanan ilk İran filmidir. Ayrıca Yabancı dilde En İyi Film Akademi ödülü’nü de kazanmıştır. Bir çiftin ayrılığı üzerinden gerçekçi bir İran portresi sunan oldukça başarılı bir dile sahip dram. Sinema tarihindeki adalet ve vicdan kavramlarını işleyen en başarılı filmlerdendir. İzlemeye başlayanlar 123 dakika boyunca gözünü filmden alamıyorlar.
Filmin unutulmaz repliklerinden birisi şöyledir:
”-Babası Alzheimer hastası onun oğlu olduğunu bile bilmiyor.
+Bu ne fark eder ki? Ben onun babam olduğunu biliyorum.”
15- There Is No Evil (Şeytan Yoktur) – Mohammad Rasoulof
Yapım Yılı: 2020
Oyuncular: Mahtab Servati, Baran Rasoulof, Zhila Shahi, Mohammad Valizadegan, Shaghayegh Shourian
Orijinal ismi ”Sheytan vojud nadarad” olan film, idam cezasını ve onun bireyler üzerindeki etkisini anlatan, birbiriyle direk ilintisi olmayan dört hikayeden oluşan, yönetmen Mohammad Rasoulof’ın gizlice çektiği, rejim karşıtı kaliteli bir yapımdır. İranlı yönetmen Mohammed Rasoulof, 2019 yılında “devletin güvenliğine saldırdığı” gerekçesiyle İran’dan çıkışı ve ömür boyu film çekmesi yasaklandığı için altın ayı ödülünü kendisi yerine kızı Baran Rasoulof almıştır. Ayrıca yönetmenin kızı Baran Rasoulof filmde rol almıştır. Minimal hikayeye sahip olan film, İran’daki ölüm cezaları ile ilgili dört farklı hikayeyi, birbirinden bağımsız olarak ele alarak İran’daki politik atmosferin bir yansımasını oluşturmuştur. İran toplumunun can alıcı meselelerden biri olan idam cezasına ciddi radikal bir eleştiri sergilemiş bir yapımdır.
Filmin unutulmaz repliklerinden bazıları şunlardır:
– “Mutluluk, bir nedene ihtiyaç duymaz, diyorlar.”
– ”Burası İran burada kanun manun geçmez.Kanunun yerini para ve adam kayırma almış.Sana sehpayı adamın altından çek derler sen de çekersin.Yoksa en iyi arkadaşın sehpayı senin altından çekmek zorunda kalır.”